23 Temmuz 2014 Çarşamba

Emziren annenin alkolle imtihanı

Emzirmenin tek kötü tarafı heralde içki içememek. İşin ilginç yanı hamile kalmadan önce alkolik falan da değildim yani. Haftada bir, hatta bazen ayda bir içerdim. Ama istediğim her an içebileceğimi bildiğimden heralde, çok aramazdım. 

Gel gelelim ne zaman yasaklandı bu meret bana, başladım alkol aşermeye. Hele yazın.. Offff.. O sıcakta buz gibi birayı içemedim ben.. Yada sıcak bir yaz günü akşamı çıkan meltemle soğuk bir duble rakıyı.. Ya kışın? Dışarda kar, yağmur varken bir kadeh şarabı alamadım elime. İçenle güldüm, eğlendim ama aynı tadı alamadım onlarla. Hele o xuxu larım aaah ah. Her yurt dışına gidenden istediğim, gözüm gibi sakladığım xuxum. Bekle beni bir köşede sakın bozulma dedim bekletiyorum.. 

Peki ne içiyorum: 
Bir kere başıma bela gelmesin diye sövemediklerimin yasakladığı alkolsüz birayı içemiyorum öncelikle (evet yanlış okumadınız alkolsüz bira alkole teşvik ediyor diye yasaklanmış). Tüm emziren annelerin yıllardır sütünü arttırmak için içtiği alkolsuz biranın adı her geçtiğinde içimden söylediklerim bana kalsın.. 

Neyse onun yerine malt vs içecekleri denedim bööö içki havası kesinlikle vermiyor. 


Sonra birgün şansa üzüm şırası içtim. Sanki alkolsüz şarap. Bol buz koyunca pek güzel. Tamamdır cepte var 1.


Ardından gazlı malt içeceği buldum (Her ne kadar alkolsuz birayı yasaklayanların bu markanın ürününü piyasaya sürdüğünü bilsem de çok çaresizim idealist davranamayacağım). Bir tek armutlusunu beğendim (sadesi olsa daha çok biraya benzeyebilirdi tadı). Soğuk da olursa şişe bira gibi açıp deviriyorum valla :) içeriğinde çok katkı maddesi var evet ama dediğim gibi bu konuda idealist olamıyorum işte ne yapalım. Evet elde var 2.


Dün de şu elmalı içeceği buldum. Üzüm şırası kadar masum. Sadece elma ve karbonattan imal ediliyor. Şişesi de müthiş ama maltana kadar içki havası vermiyor tadı. Gene de arada gideri var. Elde var 3.



Araştırmalarım devam ediyor. Ek gıdaya geçtiğimizde emzirme aralarındaki süre artarsa belki arada kaçamak yapıp tek bir kadeh şarap yada bir şişe bira içerim belki. 
Aslında almanların meşhur gespritz ini (http://en.m.wikipedia.org/wiki/Spritzerçok az şarap ekleyerek içebilirim şu anda bile ama az alkol bile olsa korkuyorum zararı olur diye erteliyorum.

Herşey yolunda giderse Defne 2 yaşına gelene kadar emzirmeyi istiyorum. Bu durumda;

Sevgili alkol,

Sen bütün kötülüklerin anasıysan ben de dünya tatlısı bir kızın anasıyım. Yani seninle kavuşmamıza daha var. 

Sevgiler,
eski dostun..

18 Temmuz 2014 Cuma

Aman dikkat et ....... ya alışmasın

Noktalı yere bir çok şey konabilir; kucağa, kucakta uyumaya, sallanarak uyumaya, memeye, emziğe, parmak emmeye, memede uyumaya, emzikle uyumaya vs vs vs. Kısaca bebeklerin yaptığı 10-15 şeyin her biri. E o zaman koyalım bir köşeye de bekleyelim kendi kendine büyüsün. Bitki mi yahu bu? Bitkiler için bile sevgiyle konuşun yoksa ölürler demiyorlar mıydı??

Nedense en anaç kültürlerden biri olmamıza rağmen yeni nesilin bilinç altına devamlı "aman alıştırma sakın" korku tohumları atılıyor. Ben de hamileyken çok dikkat edeyim de alışmasın diyordum bir çok şey için. Nitekim tam tersini yaptım ve çok zorladım ama alışmadı mesela memede uyumaya. Bir ara ne güzel uyuyordu. Yatarak emzirdiğim için usulca kalkıyordum yanından ohh mis. O dönem "ay sakıııın"lar duydum hep. Başka türlü uyutamazmışım. Al bak uyumuyo şimdi emerken. Doyunca bırakıyor. Emzikle oyalanarak, bana dokunarak, ayaklarını üstüme atarak, etrafa bakarak uyumaya karar verdi kendi kendine. Ama memeye doymasaydı, tam uykuluyken aman alışmasın uyumasın bu halde diye çekseydim memeyi belki meme değerli kalacaktı uyku aşamasında. Bir arkadaşım demişti de çok hoşuma gitmişti; "Bu bebekler beslenirken, gaz çıkarırken, bir yerden bir yere giderken, tuvalet konusunda bize bağımlı da neden uykuya geçerken bağımsız olsunlar diye bu kadar çabalıyoruz sanki". Bir de şunu anlamıyorum; yahu bu bebek kendi kendine rahat rahat uyuyordu da ben mi uyandırıp ayağımda salladım veya sakin sakin oyalanırken kucağıma aldım. Uyumayan ve devamlı ağlayan bir bebeğe çözümleri nedir acaba bu kimselerin? Sadece yapma demekle olmuyor, ne yapılabileceğini de söyle bari (ve evet bırak ağlasın ciğerleri açılır bir seçenek değil çünkü ağlamanın stres hormonu salgılatarak büyümeyi bile yavaşlattığı bilimsel olarak kanıtlandı)

O kadar hızlı geçiyor ki zaman. Neden her anının tadını çıkarmak yerine ya yarın şu bu olursa diye bugün yapılabilecekleri yasaklıyoruz ki. Ne biliyorsun verdiğin uyku eğitimi boşa gitmeyecek 8-9 aylıkken yaşadığı ayrılık anksiyetesi döneminde. Bazı bebek ne yaparsan yap eğitim almıyor ve bazısı da eğitim vermesen de kendi kendine bir yola giriyor. E ikisinde de çabalamak saçma olmuyor mu o zaman?

Benim çocuğum uyumayan bir bebek değil önceki yazımda da anlattığım gibi (nedeni herneyse) ama sizinki uyumuyorsa, her halükarda uykusuzsanız, bari yan yana yatın, atın alışır korkularını üzerinizden huzur bulun, uyuyamasanız da dinlenin (yok ben uyku eğitimini deneyeceğim diyorsanız da kim ne karışır elbette ama tavsiyem başlayıp başlayıp yarım bırakmayın, sonuna kadar gidemeyecekseniz hiç başlamayın çünkü boşa gidince çok yıpranıyor anneler bu süreçte)

Ben şahsen 15 yaşına gelmiş ve hala anne babasıyla uyuyan veya sallanarak uyutulan birini tanımadım (klinik vakalar hariç tabiki de). Hatta öyle ki tanıdıklarımın çoğu "ay bu çocuk hiç öptürtmüyor artık" yakınmalarında bulunuyor. 

Neyseki annem ve kayınvaldemle de aynı kafadayız. Mesela kayınvaldem Reşit'i büyütürken toyluğuna gelmiş ne derlerse onu yapmış ama ikinci oğlunda iç güdülerini dinlemiş. Mesela yanında yatırmış hep. Hatta eşi ana kuzusu olacak bu dediğinde az kaldı istesen de yatmayacak bizimle demiş ve dediği de çıkmış. Şimdi çok özlüyorum o günleri sen de o yüzden tadını çıkar diyor.


Bu yüzdendir ki sen çok alıştırmışsın diyenlere cevabım evet neyseki alıştı da bol bol doyuyoruz birbirimize...


17 Temmuz 2014 Perşembe

Defne ve uyku: 0-4 ay

Bu uyku konusu çok enteresan. Doğduğu gün cin gibiydi küçük cüce. Gece de hastanede pek uyumadı ve uyutmadı haliyle. Ertesi gece eve geldik, koyduk yatağına, çığlık kıyamet. Ancak benim yanımda susuyor, tek kalınca basıyor yaygarayı. 2 gün hiç uyumamış olan ben artık dayanamadım Reşitin de ısrarıyla yanımıza aldım Defneyi. Sabaha kadar üçümüz de mışıl mışıl uyuduk. O günden sonra bir iki ayrı yatırma çabam sonuçsuz kalınca da kaldı hep yanımızda, uyuduk beraber. (Hatta geçenlerde annemle halamların yazlığına gittiğimizde bizim yataktan daha dar bir yatakta annem Defne ben yattık 6 gece. Eyvah iyi çocuğa birşey yapmadınız diyenler olduysa; ona değil bize acıyın. En bol yeri aldı hanım birde yumruk tekme dövdü bizi bol bol :))

Doğumdan sonra ilk haftalar 3-4 kere kalkıyor, uyku sersemi emiyor, uyuyordu. Sadece bazen uyandığında güneş doğmuşsa zorlanıyordu tekrar uyumakta (konuşmaktan uyuyamıyor, uyutmuyor geveze). Sonra gece 2 ye düştü sonra 1 e düştü kalkmalar ve dün ilk defa hiç kalkmadan 12 saat uyudu.. Şok şok şok.. Korktum araştırdım hasta mı acaba diye. 4. Ayda beklenen büyüme atağı böyle fazla uyku yapabilirmiş. Geçiciymiş yani. Ben de sevinmiştim geceleri artık uyanmayacak diye :) (evet buldumda bunuyorum ve nazara karşı malum yerimi kaşıyorum şuan haberiniz olsun :D)

Aslında uyanması beni hiç rahatsız etmiyor çünkü uykudan tam uyanmadığım için hatırlamıyorum bile ne zaman emdi, ne kadar emdi. Ama biraz daha büyüdüğünde yatak güvenli olmamaya başlayacak diye endişeleniyorum. Eğer hiç uyanmadan uyumaya başlarsa yatağını ayırıp güvenli hale getirmeyi düşünüyorum. Yanımıza gelmek isterse de bizim yatağın ayak ucuna bir güvenlik önlemi alıp ikimizin ortasında yatırabilirim. Heralde bizi aşıp geçtiği gün yataktan kendi kendine inebiliyor olur artık.. Baktık hiç olmuyor yatağı komple kaldırıp devasal yer yatağına geçiş yapacağız mecburen napalım :D 

Yani asıl söylemek istediğim şey şu: benimki ben ilk geceden yanıma aldım, ne zaman isterse, ne kadar isterse uyku sersemi emdi, gece hiç strese girmedi diye mi uyuyor yoksa bazı bebekler bunların hepsini uygulasan da uyumuyorlar mı bilmiyorum. Bunu ancak 2. bir çocuğum olduğunda anlarız. Ama inanıyorum ki benim yaptıklarımın uykuya pozitif etkisi var. Bebeklerin stres düzeyleri bir kere yükseldi mi sakinleştirmek çok zor oluyor o yüzden ben mümkün mertebe yükseltmedim o düzeyi ve hayır şımarmadı. Bakalım önümüzdeki aylar ne gösterecek. Daha bunun diş çıkartması korkuyla tanışması gibi dönemleri var. Görüciiiiz...


Defne en sevdiği yerlerden biri olan anneanne kucağında uyurken... (Hayır alışmadı! :) Bazen yatağında uyuyor, bazen kucakta, bazen yolda, bazen pusette)

15 Temmuz 2014 Salı

Annelik bedeni

Hamilelikle birlikte bebeğe zarar gelmemesi açısından oje sürmeyi bile bırakmıştım. Sonra da bir şekilde alışkanlık haline dönüştü bu bakımsızlık ve dudak nemlendiricisi dışında birşey kullanmaz oldum. Neyseki eşimin bakımlı kadın takıntısı yok ta bu dönem sorunsuz geçti :)

Artık Defne 4 aylık ve ben kendime gelmeye başladım. Bu hafta ilk kez yogaya gittim, saçlarımı istediğim sarı tonunu yaptırdım. Artık yavaş yavaş annelik bedenimi terkediyor. Ama tabiki ruhumda hüküm sürmeye devam edecek..



5 Temmuz 2014 Cumartesi

Bebek bezi sorunsalı ve Seventh Generation çözümü

Bazılarına göre hassas anneyim bazılarına göre takıntılı belki ama hazır bezlerin içindeki kanserojen etkisi olan kimyasalları öğrenince ben eski ben olamadım. Önce organik bebek bezlerini araştırdım. Karşıma wiona diye bir marka çıktı ama hiç bir yerde stok bulamadım. Sanırım artık getirmiyorlar. Sonra Defne daha küçük diye huggiesin organik diye sattığı yenidoğan bezlerden aldım. Evet prima premium gibi poposuna yapışmıyodu ama dikkatli araştırınca sadece dış yüzeyinin organik pamuk olduğunu gördüm (sanki dışı çok önemli). Nitekim blog araştırmalarım beni yıkanabilir bezlerle tanıştırdı. Kolay ulaşılabilir olduğu için babyneo markasının günlük setini aldım. Kutunun içinden 2 dış bez 5 iç bez çıktı. Biraz kalın olmakla birlikte gayet güzel. Hiç sızdırma yapmadı. Henüz kaka yapmadı o varken gerçi :) ama kaka sorununu da çözmüşler; liner kullan at bezler. İlk fırsatta bambino mio nun kullan at liner kağıtlarından edineceğim ve elimde kalan primaları da bunlarla kullanacağım. En azından primanın poposuna yapışmasını önler ve poposuna değen yer pamuk olmuş olur.

Ama tabi asıl önereceğim şey bu değil. Bebek bezinde doğallığın son noktası Seventh Generation marka bebek bezi. Kimyasallarla ağartılmamış ve içinde petrol ürünü jellerden değil emici gücü yüksek ağaç liflerini kullanıyorlar. Fiyatı diğer bezlerin iki katı ama o kadar emici ki diğerlerine göre çok daha uzun süre bebeğin altında kalabiliyor o yüzden tüketimi az ve aşağı yukarı aynı paraya geliyor. Ayrıca hava alan doğal bir madde olduğu için hiç pişik yapmıyor. Şiddetle öneriyorum.

             

Ana Kucağı vs Mama Sandalyesi

Hamileyken araştırmıştım chicco polly magic mama sandalyesinin hem 0+ ana kucağı hem mama sandalyesi olarak kullanıldığını öğrenince de bundan almaya karar vermıştim. Amma velakin blog okumaya devam edince gördüm ki mama sandalyesi olarak temizliği kolay olan ve her yerde bulunabilen ikea antilop öneriyor herkes. E dedim o zaman normal ana kucağı alayım mama sandalyesini de sonra alırım. Sonuç: çok pişmanım! Ana kucakları anormal alçaklar o yüzden hep masa üstüne koymanız gerek çünkü yerde ya üşür diyorsunuz yada yerden bebeği alıp koyması benim gibi bel problemi olanlar için çok zor. Üstelik balkonda koyabileceğim bir masada yok yanımıza almak dert oluyor. Keşke mama sandalyesi şeklinde olanı alsaydım diye üzülürken kraft ın fun modelini buldum. Hem fiyatı chicco ya göre çok daha uygun hem de siyah rengini çok beğendim. Salonda hiç hantal durmuyor. Defnenin babannesi hemen koştu aldı bebito için ve bebito da çok sevdi. Şimdi evin neresindeysem tekerlekleriyle itip oraya götürüyorum. Koltukta oturuyosam seviyesini düşürüyorum masadaysak masa seviyesine çıkarıyorum. Çoook büyük rahatlıkmış.