İlk 40 gün insanları evden nasıl uzak tutacaktım? (40 gün anne ve bebeğin yalnız kalıp birbirlerine alışmaları gerektiğini okumuştum)
Kimseyi kırmadan bebeğimi nasıl insanlardan uzak tutacaktım? (mikrop olabilir elletmeyin yazıları okumuştum)
Büyüklerin kitaplarda yazmayan koca karı öğütlerini nasıl uygulatmayacaktım? Özellikle loğusayken sinirli olup kalp kıracak mıydım?
Ağlama krizlerine girecek miydim?
Boşuna kafa yormuşum çünkü Defne doğduktan sonra değil insanları uzak tutmak hergün evimize biri gelsin istedim. İsteyen kucağına da aldı hiç rahatsız olmadım.
Pipirikli anne olmamamın sanırım iki sebebi var. Normal doğum yapınca bebeğinizin ne kadar güçlü bir küçük insan olduğunu anlıyorsunuz. Zaten bizimki maşallah 3.5 kg doğdu çokta küçük değildi. Bebeğinizin güçlü olduğuna inanınca insanların onu kucaklarına almaları sizi korkutmuyor. İkincisi de bence Defne o kadar güzel ve tatlı bir bebek ki herkes bunu görsün yaşasın istedim/istiyorum. Yaşadığım duyguları paylaşmak istedim/istiyorum.
Loğusa depresyonuna girdim mi? Bence girmedim. Evet anneme nazım geçtiği için arada sinirli sinirli konuşmuş olabilirim ama o beni anladı, affetti. Eve ilk geldiğimiz akşam altını değiştirmeyi unuttuğumu farkedince sinirim bozuldu başladım ağlamaya ama sonra bebek bakımına alışınca bir daha ağlamadım.
Loğusa depresyonuna da sanırım üç sebepten dolayı girmedim.
İlki, hormonlarım coşmadı. Regli dönemlerinde de çok coşmuyordu zaten (regli dönemlerini duygu yoğunluğuyla geçirenlerin daha çok loğusa bunalımı geçirdikleri söyleniyor).
İkincisi annem de kayınvaldem de hiç karışmadılar bana hep sen nasıl istersen dediler. Fikir verdiler bazen ama hiç zorlamadılar. Ben de genelde bir müddet sonra tamam öyle yapalım dedim ve koca karı reçetelerinin işe yarayabileceğini gördüm :). Annem hep peşimde pervane oldu, her işimi yaptı, her fırsatta bebekle ilgilendi bende dinlendim. Dedikleri doğruymuş, anne olduktan sonra artık onu çok daha iyi anlıyorum.
Son olarakta loğusa bunalımını tetikleyen yegane şeyin uykusuzluk olduğunu düşünüyorum. Tüm kitaplar ve bilir kişiler bebek uyurken siz de uyuyun tavsiyesi veriyorlar. Sana yapışık bir bebek uyuduğu anda yapmayı ertelediğin o kadar çok şey oluyorki uyumaya fırsat kalmıyor. Ben şahsen gündüzleri uyuyamadım ama gece beraber uyumaya ve yatarak emzirmeye başladıktan sonra uykusuzluğum azaldı çünkü Defne çok ayılmadan beslendiği için daha uzun uyumaya başladı.
Kısacası ben loğusa bunalımı geçirmedim ama geçirenlerden çok hikayeler duydum. Annesinin bile bebeğe dokunmasına izin vermeyen, kimselere güvenmeyen bir sürü yeni anne var. Eğer sizin de yakınınızda böyle bir anne varsa lütfen alınıp gücenmeyin ve yargılamayın. Bunun geçici bir dönem olduğunu, kişisel olmadığını bilin. Eğer loğusalık bunalımı geçiren sizseniz bunu çok normal karşılayın ve başa çıkamadığınız durumlarda profesyonel yardım almaktan çekinmeyin. Bebeklerimizin en çok bize ihtiyacı var. Kendimize iyi bakıp hep pozitif duygu durumlarında olmalıyız. Ne diyorlardı uçaklarda hani; acil bir durumda önce kendi oksijen maskenizi takın sonra çocuğunuzun..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder